Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Ecz. Eyüp Talha Kocacık - Eczacılık TarihiGenelGüncelYazarlar

TARİHE KAZINMIŞ BİR İSİM: MELİH ZİYA SEZER (1932-2022)

Tarihi dokusunu korurken sağlık hizmeti vermeye devam etmiş, ulusal ve uluslararası eczacılık ve tıp tarihi çalışmalarına defalarca konu edilmiş, sanatkâr ruhlu, meslek
siyasetine emek harcamış, ödüller almış, kitaplar yazmış, kasetler doldurmuş, haza beyefendi. Yazdıklarım elbette çok az!

Melih Ziya Sezer’den bahsettiğimi şüphesiz fark ettiniz. Normalde burada Melih Bey’in
eczanesinin tarihinden bahsetmeliydim ama bunun yerine içimden gelenleri yazmak istedim.

29 Haziran 2022 tarihinde Melih Bey’i kaybettik. 1943 yılında beri babasında  devraldığı eczanesini çalıştıran Melih Bey fiili olarak hastalığının şiddetlendiği Mart 2022’ye kadar işinin başında durdu. Son yıllarda dünyanın yaşadığı trajik Covid-19 pandemisinde ailesinin ve yakınlarının ısrarına rağmen eczaneyi açık tuttu hem de yanında kalfa ve çırak olmaksızın. Uzun yıllardır kalfası ve çırağı olmadan çalıştı Melih Bey.

Sıradan bir günde Moda’da dolaşırken gözünüz eczaneye ilişti ve içeri girmeye
karar verdiniz.

Neler mi olur?

Kapıyı açıp adımınız içeri attığınızda tepenizde içeri girdiğinizi haber veren bir çıngırak çalar kibar bir şekilde. Sonra siz meraklı gözlerle etrafa bakınıp acaba burada kimse yok mu ki diye düşünürken arka fonda klasik bir müziği ruhunuzu okşadığını fark edersiniz. Sonra, sonra ne mi olur? Bankonun arkasında çıkan vakur duruşlu eczacı, nazik sesiyle size seslenir. Hoş geldiniz, buyurun! Yılların tecrübesi aslında sizin ilaç almaya mı yoksa meraktan mı içeri girdiğiniz şıp diye anlar. Sonra siz meraktan sorula sormaya devam edersiniz Burası müze mi? Antikacı dükkânı mı burası? Aaa ilaç satıyor musunuz??? Eczacı bin bilmem ka kere cevap verdiği üzer hiçbir bıkkınlık ifadesi göstermeksizin size asırlık hikâyeyi anlatıverir. Bir yandan adeta sizi büyülemiş eczaneyi gözlerinizle tararken bir yandan da hikâyeyi hafızanıza kaydetmiş olursunuz. Yüzünüzde şaşkınlık ve istemsiz bir mutluluk ifadesiyle eczaneden dışarı çıktıktan sonra filanca Avrupa şehrinde böyle bir eczane müze gördüğünüzü anımsar son kez arkanıza dönüp tekrar tarihi Yeni Moda Eczanesi’ne bakarsınız. Gördüğünüz ve yaşadığınız bu deneyimi hiç unutmaz ne zaman bir
eczacıyla tanışacak olsanız bu hikâyeden bahsedersiniz.

İşte böyle, buna derler bir Moda Hikâyesi!

Fakültede okuduğum yıllarda özellikle eczacılık tarihle ilgileniyor olmamdan dolayı defalarca Melih Bey’i ziyarete gider aynı muhite yaşamamızdan dolayı da sık sık sahaflarda karşılaşırdık. Munis kişiliğini hiç elden bırakmaz kibarca sohbet eder ayrılırdık. Yukarıda anlattığım “Moda Hikâyesi” ne Melih Bey’e yaptığım sayısız ziyaretlerde şahit olmuştum.

Tarihiyle uğraştığım için her defasında dayanamaz Melih Bey sorardım, bu tarihi malzeme ne olacak! Burayı fakülteye taşısak, Marmara eczacılığın bir amfisini bu eczaneye göre kurgulasak içinde hem eczacılık uygulamaları dersi yapılsa hem de konferans amfisi
gibi kullanılsa amfinin yanında tarihi Yeni Moda Eczanesi’nin tanıtımı olan panolar bulunsa, eczacılık uygulama derslerine siz de düzenli katılsanız harika olmaz mı diye soluksuz sorardım. Melih Bey de her zamanki kibarlığıyla: ben şimdilik buradayım, benden sonra
Demir ne yapacağına karar verir derdi. Demir dediği, Melih Bey’in oğlu benim fakültedeki farmasötik biyoteknolojisi dersimin hocası. Bazı zamanlar Ali Demir Sezer Hocayı odasında ziyarete gider uçuk kaçık fikirlerimi anlatırdım. Hoca da  bana babam şimdilik eczanesinde mutlu derdi. Sonra ben mezun oldum, Moda’ya her gittiğimde ziyarete uğrar yoluma
devam ederdim. Hatta bir seferinde Melih Bey, Mert Abi ve ben 14 Mayıs Türk Eczacılık Günü münasebetiyle TEB’in Eczacı TV’si için bir çekim yapmıştık Bu kayıt sonra nedendir bilinmez  yayınlanmadı.

Yıllar böyle geçti, Melih Bey sağlık hizmetini, Moda’nın Melih Abisi kimliği Mart 2022’ye kadar sürdürdü. Maalesef Haziran ayında aramızdan ayrıldı.

Melih Bey’in vefatının ardından Hocam Ali Demir Sezer eczanenin müze olacağı bir
gazeteye verdiği röportajda söyledi. Haberi görünce çok mutlu oldum. Zira kitaplara,
makalelere konu olmuş adeta İstanbul’un kimliğini barındıran eczanenin geleceğe
aktarılacak olması son derece önemli. Eczacılık tarihiyle uğraşan bir eczacı olarak
düzenlenecek olan bu müze için elimden geleni yapmak isterim. Ali Demir Hocama taziyelerimi bildirirken, böylesi önemli bir kararı aldığı için sizlerin huzurlarınızda
teşekkürlerimi sunuyorum.

Melih Bey’in vefatının ardından eczanenin kepengine bir not iliştirilmişti, bu da son söz olsun: “Güle Güle Melih Abi..”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu