Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
GenelGüncelRöportajlar

KENDİMİ BİLDİM BİLELİ ECZANE YAŞAMIMIN BİR PARÇASIYDI

Müftüoğlu ailesinin 3’üncü kuşak eczacısı Ufuk Müftüoğlu, dergimizin sorularını yanıtladı.
Ufuk Bey, eczacı olmasında babaannesi Sabiha Hanım’ın etkisinin önemli olduğunu belirtti.
Yakın zamanda yeni bir eczane açan Müftüoğlu, “Günümüz koşullarında eczane eczacılığı
mesleğini düşünenlerin işletme ve muhasebeyi çok iyi bilmesi gerekiyor. Eczacının eczane
açmadan önce faal bir eczanede ortamı görmesi, sistemin nasıl işlediğini öğrenmesi
gerekiyor” diye de sözlerine ekledi. Detaylar röportajımızda…

Çocukluğundan bu yana eczane ile iç içe yaşamış, 10’lu yaşlardan bu yana eczane hayatından eksik olmamış Ecz. Ufuk Müftüoğlu dergimizin konuğu oldu. Müftüoğlu ile eczacılığın yıllar içinde onun gözünden yaşadığı değişimi ve eczacılığın sorunlarını konuştuk.

Ufuk Bey 3’üncü kuşak eczacısınız. Bu mesleğe yönelmenizde ailenizin etkisi ne oldu? Küçük yaşlardan beri eczacı olmak istiyor muydunuz? Bu hikayeyi bizimle paylaşır mısınız?

Kendimi bildim bileli ‘eczane’ yaşamımın bir parçasıydı. Annemim Eskişehir Eczacılık
Fakültesi’nden mezun olması sonrası açtığı Fulya’daki ilk eczanesi benim 10’lu yaşlarıma
denk geliyor. Aynı yıllarda oturduğumuz Beyoğlu Gümüşsuyu’ndaki evimiz dedem Sabri
Müftüoğlu’nun, Taksim Meydanı’nındaki Itır Eczanesi’ne çok yakındı. Özellikle yazları başta
olmak üzere dedemin işyerinde çokça vakit geçirmemin bu mesleği seçmemdeki etkisinin
önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak tüm bunlara rağmen beni etkileyen asıl kişi babaannem Sabiha Müftüoğlu oldu. Bir araya geldiğimiz zamanlarda bana tatlı tatlı mesleğin önemini ve aile geleneğinin sürdürülmesinin kutsallığını yavaş yavaş aşıladı.

Yakın diyebileceğimiz bir zamanda kendi eczanenizi de açtınız. Özellikle eczane eczacılığı düşünen genç meslektaşlarınız için önerileriniz nelerdir?

En önemli konulardan biri, günümüz koşullarında eczane eczacılığı mesleğini düşünenlerin işletme ve muhasebeyi çok iyi bilmesi gerekiyor. Eczacının eczane açmadan önce faal bir eczanede ortamı görmesi, sistemin nasıl işlediğini öğrenmesi gerekiyor. Ayrıca işyerinde sattığınız ürünler hakkında ne kadar bilgi sahibi olursanız o kadar iyi olacağını düşünüyorum. Mesleğe yeni adım atan eczacıların, günümüzde giderek ilgi alanı haline dönüşen OTS (takviye edici gıdalar) ve sağlıklı yaşam konularında kendini geliştirmeleri
ve bu bilgiyi müşterilerine doğru aktarması gerekmektedir. Eczacıların asli olmasa bile bir
görevi de ilaçların doğru kullanımı ve ilaç etkileşimi konusunda hem kendilerini geliştirmek hem de bunu müşterilerine anlayacağı dilden aktarmasıdır.

3 kuşaktır eczacılık yapan bir ailede büyüdünüz. Geçmiş yıllarla bugünün eczacılığını nasıl karşılaştırırsınız? Ne gibi değişimler oldu?

Geçmiş dönemlerde doktorlar majistral ilaç konusunda uzman olmuşlardı. Eczaneye gelen
reçetelerin içinde muhakkak majistral ilaç da olurdu. Dedemin eczanesinde hala eskinin majistral ilaç şişeleri içinde hammaddeler duruyor. Dünyada da değişime giden ilaç sektörü nedeniyle günümüz eczacılığı, ilaç yapan konumundan ilaç satan konuma gelmiştir. Bir diğer önemli değişim de ürünlerin stok kontrolünün gelişen teknoloji sayesinde kolaylaşmasıdır. Son olarak da eczanelerde ürün çeşitliliği son yıllarda hızla artmış, insanların aradıkları ürüne erişimi kolaylaşmıştır.

Dedeniz Sabri Bey bu yıl Altın Havan Hizmet Ödülü aldı. Dedenizi biraz da sizden dinleyebilir miyiz?

Dedem mezun olduktan sonra Gaziantep’te mecburi hizmetini yapmış. Sonrasında Van’daki
tek eczanenin kadın eczacısı, doktor olan eşinin başka bir şehire tayini çıkması sonrası eczaneyi dedeme devretmiş. Devraldığı eczanenin ilk olarak siyah perdelerini çıkartarak eczaneyi görünür hale getirmiş. Gelen hastalara, sandalye koyup, insanların eczanenin içine girmekten çekinmeyeceği bir ortam oluşturmuştur. O dönemde hazır ilaçların çok az olması nedeniyle majistral ilaçların hammadelerinin eczaneye akşam dokuz civarı gelmesini beklermiş. Eczane kapandıktan sonra eczanede kalıp, tek kalfası ile gece iki, üçe kadar bir sonraki günün reçeteli ilaçlarını hastaları mağdur olmasın diye hazırlarlamış.

Uzun yıllardır eczacılıkla iç içesiniz. Eczacıların güncel yaşadığı sorunlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Çözüm için sizce neler yapılmalı?

Aklıma gelen ilk sorun çok fazla eczane açılması. Bu yetmezmiş gibi İstanbul’da gördüğümüz üzere yan yana açılan eczaneler… Bunun bir nedeni, diğer sektörlerde de olduğu gibi gereğinden fazla fakülte açılması. İkinci sorun, ilaç tedarikinde yaşanan sorunlar. Bana göre; nedenlerden en önemlisi ilaç fiyatlarının kur bazlı orantısız şekilde belirlenmesi vs…

Yukarıdaki ilaç sorunu gibi ‘çözümler’ başlığı da bayağı uzun bir paragrafı doldurur. Bana göre en önemlisi, Eczacılık Fakültesi’nde okurken belirli bir sınıftan sonra eğitimin bölümlere ayrılması. Örnek olarak, eczane eczacılığı ile ilaç endüstrisi eczacılığını ayırmak. Eczane eczacısı işletme vs. üstüne odaklanırken, sanayi sektöründe çalışmayı düşünenler ise formüller vs. üstüne uzman olabilirler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu