Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
GenelGüncelRöportajlar

İNSAN VARSA UMUT VAR, ECZACI VARSA ÇARE VAR!

Oda başkanı konuğumuz Diyarbakır Eczacı Odası Başkanı Ecz. Mahmut Sert oldu. Sert ile eczacıların yaşadığı sorunları ve çözüm yöntemlerini konuştıuk. Sert, “Ülkemizde çokça kanıtlanmış bir söz var. “hak verilmez alınır” diyerek eylemlilik sürecine girdiklerini belirtti.

Ne kadar keyif verici de olsa, bir o kadar  yanında getirdiği zorlukları da açıkça görebildiğimiz eczacılık mesleğini tercih etmenizde ki en önemli etkenler neler oldu?

Ailemde sağlıkçıların olması beni eczacılık fakültesine yönlendirdi. Abim doktordu ve özellikle onun katkısı çok oldu. Maalesef ki üniversite sınavları yetenek ve ilgilere göre
öğrencileri yönlendiren bir sistem değil. Kendi adıma mühendislik dallarına daha çok ilgim
vardı. Ama eczacılık eğitimim sürecinde ilgim değişti ve ilaç bilimi giderek beni içine çekti.
Eczacılığın birçok bilimle iç içe olması çok keyif verici, insana ve bilime dair neredeyse
her alanda bilgi sahibi oluyorsunuz.

Eczacılık mesleğinin yıllardır içinde olan biri olarak, geçmişten günümüze nasıl  değerlendirirsiniz?

Eczacılık mesleği dinamik ve değişken bir meslek. Bilimin yeni keşifleri ile devamlı değişmekte. Konvansiyonel ilaçlar yerini artık yeni nesil ilaçlara bırakıyor. Dijital bir çağa daha fazla giriyoruz. Bununla birlikte hayatlarımızda birçok yenilik ve adaptasyonlar gerektiren bir süreçteyiz. Eczacılık eğitiminin de günümüz koşullarına uygun bir değişime ihtiyacı var. Üretime dayalı  eğitim müfredatıyla eğitim görüyoruz. Ancak  artık sanayinin hızlı üretim yaptığı koşullarda yaşıyoruz. Günümüzde el sanatımızla icra  ettiğimiz ürün sayısı çok azaldı. Bu sanatın klinik boyuta taşınması gerekiyor. Ülkemizde eczacılık eğitiminin uygulamalı hasta odaklı eğitim modeline uygun bir hale getirilmesi gerekiyor. Ancak mevcuttaki 60 fakültenin 14 tanesi akredite. Eğitimin kalitesi düşerken çağın ihtiyaçlarına ayak uyduracak seviyeye yükselmesi için mücadele etmemiz gerektiği açık.

Siz de eczacılık mesleğinin önümüzdeki dönemde geçmişteki alışkanlıklardan
çıkılmasını gerektirecek büyük değişimler göstereceğini düşünüyor musunuz?

Biraz zaman alacak çünkü hali hazırda çok problemimiz var. Dolayısıyla biz hep sadece
günü kurtarmak değil geleceği de doğru şekillendirmek diyoruz. Bilim ve çağın gereklerine göre mesleğimiz de insanlığın yararına şekil almak zorunda. Benim bunun için umudum var elbette. Diyarbakır Eczacı Odası olarak sık kullandığımız bir sloganımız var: İnsan varsa umut var Eczacı varsa çare var!

Eczacı odası olarak pandemi sürecinde, TEB’in eczacılarımıza yardımlarına ek sizlerin de çalışmaları oldu bu çalışmalarınızdan bizlere de bahseder misiniz?

Birçok bölge eczacı odası gibi yoğun bir çalışma süreci geçirdik pandemi döneminde.
Yüz yüze yapılan tüm işlemleri dijital platformlara taşıdık. Sanal pos, e-icmal onay, Eczacı Odası Mobil Aplikasyonu gibi… Ayrıca kamu spotları, bilgilendirme afişleri hazırladık. Hastalarımızın nöbetçi eczanelere ulaşımını kolaylaştırmak için akıllı dijital nöbetçi eczane ekranı kurulumu yaptık. Bunların dışında ekonomik olarak biz kendi maske üretimimizi yaptık. Büyükşehir Belediyesi’nin eczanelerimizi dezenfekte etmesini sağladık.

Eczanelerimize koruyucu ekipman dağıttık. Eczacı ve eczane çalışanlarının ücretsiz ulaşım hizmetinden yararlanmasını sağladık. Karantinaya alınacak eczanelerimize TEB’in ekonomik desteğinin yanı sıra Diyarbakır Eczacı Odası olarak 5.000 TL (beş bin) nakdi yardımda bulunma kararını aldık.

Eczacılarımızın önemle uzun bir süredir beklediği ve beklentilerini asla karşılanmadığı  düşünülen İFK hakkında sizlerin düşüncesi  nelerdir? Neler yapılması gerekir?

İlaç Fiyat Kararnamesi’nde, 13 yıl öncesinin koşullarına göre belirlenen fiyat baremlerinin
güncel duruma göre yeniden düzenlenmesini; yapılacak kar oranı ve barem artışlarının
enflasyon, ilaç fiyat artışları ve yeniden değerleme oranı gibi bir standarda bağlanarak
güncellenmelerin yapılacağı yeni bir model oluşturulmasını istiyoruz.

Son olarak dergimiz aracılığı ile değerli okurlarımıza söylemek istedikleriniz nelerdir?

Tüm dünyada 2,6 milyon eczacı ve eczacılık personeli çalışıyor. Ülkemizde 45 bini aşkın
eczacımız, 28.700 eczanemiz var. Her gün eczanelerimize ayak basan insan sayısı 2 milyon. Kamuda, akademide, sanayide, özel sektörde meslektaşlarımızın etkileşimde olduğu hasta sayısı ile birlikte büyük bir sağlık ailesi, büyük bir sağlık ordusuyuz. Biz eczacılar, sağlık sisteminin doğru işlemesinde vazgeçilemez bir halka; insanlığın ve bilimin ilerleyişinde bir kaldıraç görevi görüyoruz. Bizler bu rolümüzü hatırlatma gereği duymadan mesleğimizi layıkıyla yerine getirmek istiyoruz ancak ne yazık ki bu koşullara sahip değiliz. Ülkemizde çokça kanıtlanmış bir söz var: Hem bugün yaşadığımız darboğaz ve sıkıntılardan kurtulabilmek için, hem mesleğimizin itibarı için, hem bilimsel eczacılığın geleceğini doğru yönlendirmek için, hem gelecek nesillere daha doğru bir gidişat bırakabilmek için bir eylemlilik sürecine girmiş bulunuyoruz.

Meslek örgütümüze ve bulunduğumuz konuma bu gözle bakıyoruz!

Meslek örgütümüz güçlüyse mesleğimiz de güçlüdür.

Mesleğimiz güçlüyse bilim de güçlüdür! Ve insan ancak bilimle ilerleyebilir.

Ecz. Mahmut Sert Kimdir?

Öğretmen bir baba ve ev hanımı bir annenin 5. Çocuğuyum. Diyarbakırlıyım. Evli ve 2
kız babasıyım. İlk, orta ve lise yıllarımı Diyarbakır’da okuduktan sonra 2005 yılında
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden mezun oldum. Stajımı Alibeyköy Büyük
Eczanesi’nde aktif çalışarak tamamladım. İlk eczanemi Diyarbakır’da açtım. 10 yıl işlettikten sonra kapattım ve özel hastanede 2 yıl mesul müdürlük yaptım. Ardından 2017 yılında kamuya atanarak yaklaşık 4 yıl kamu eczacılığı yaptım. Kamuda çalıştığım dönemde 2019 yılında Oda başkanlığına seçildim ve halen devam etmekteyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu