Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
GenelGüncelRöportajlar

DAHA ÇOK BİRLİKTELİĞE VE DAYANIŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR

Bu sayımızda anne, oğul eczacı olan Şehnaz Efeoğlu ve Murat Efeoğlu ile tatlı bir sohbet gerçekleştirdik. Efeoğlu ailesiyle hem eczacılığın mevcut durumunu hem de sorunlarını konuştuk.

Yolları sanayi eczacılığından geçen, daha sonra da eczane eczacısı olan Şehnaz ve Murat Efeoğlu’nu dergimize konuk ettik. Röportajımızda eczacılığı farklı bir bakış açısıyla anne oğuldan dinledik.

Öncelikle kısaca sizleri tanıyabilir miyiz?

Ş.E.: Marmara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi’nden 1980 yılında mezun oldum. Sonrasında İstanbul Üniversitesi İşletme Eğitimi Enstitüsünde işletme lisansı eğitim aldım. Mesleğime İlaç Sanayiinde Haver ilaç Satış bölümünde ve Bilim ilaç Medikal Bölümde çalışarak başladım. 1988’de Çapa’da Efeoğlu Eczanesi’ni açtım ve hala eczacılığa devam ediyorum. Mesleğimizin devamlılığını ve gelişimini yakalamak için meslek içi birlikteliğe ve dayanışmaya inanan bir eczacı olarak zaman zaman eczacı odasında bölge sorumlusu temsilciler meclisi üyeliği ve TEB kongre delegeliği ile İstanbul Ecza Koop Başkan Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundum. Çapa Esnaf derneği kurucularından
biri ve yöneticisi olarak devam ediyorum. Bir sağlık çalışanı olarak da sağlıklı yaşam için
Aromaterapi ve fonksiyonel tıp eğitimleri almaktayım. Spor hayatımda hep olmuştur
yapmadığımda suçlu hissederim.

M.E.: Eğitimimi Budapeşte Semmelweis  Universitesi Eczacılık Fakültesi’nde Dr. Pharm
olarak aldım. Üniversite içinde ve dışında yaptığım projelerle ticarete ilgim olduğunu fark
ettiğim için kariyerime, eczacılık ve uluslararası ticareti birleştirebileceğim bir yer olan Polifarma İlaç’da ihracat uzmanı olarak başladım. Bu sırada kariyerimde bana katkı sağlayacağına inandığım için Bilgi Üniversitesi’nde MBA’e başladım ve tamamladım. Sonrasında Medimpex Ecza Deposu’nda İş Geliştirme Müdürlüğü yaptım ve çeşitli firmalara ihracat danışmanlığı vererek serbest ticaret yapabilme fırsatı yakaladım.  2020 yılı başında pandemi dolayısıyla oluşan belirsizlik sebebiyle Çapa’daki eczanemizde, aileme destek vermeye başladım. Bu süreçte edindiğim tecrübeler kariyerimde gitmek istediğim noktayı keşfetmemi sağladı diyebilirim. Daha önce de bahsettiğim gibi ticarete olan eğilimimle birlikte mesleğime olan ilgim birleşti ve 2021 yılı başında Kağıthane bölgesinde kendi eczanemi açtım. Şu anda ise hobimle işimi bir potada eritebilmek adına spor eczalığı konusuna yoğunlaşmaya çalışıyorum. Spor benim de hayatımın çok büyük bir parçası
ve sporla bağlantılı her konuya çok fazla merakım var. Mesleğimle hobimi bağlayabilmek
ve bu konuya yoğunlaşmak bana ayrıca keyif veriyor.

Şehnaz Hanım yıllardır eczacı olarak çeşitli sorunlar ile mücadele ediyorsunuz. Bu zorluklara rağmen oğlunuzun eczacı olmasını desteklediniz veya istediniz mi?

Ş.E.: Murat küçüklüğünde ben eczacı olacağım derdi zaman içinde çizime yatkınlığı sebebiyle mimarlığı aklına koydu hatta İstanbul’da kayıt da oldu ama sonrasında fikir değiştirip eczacılığı tercih etti. İnsanların bildikleri işlerde olmasının hayata başlarken bir fırsat olduğu inandığımdan Murat’ın bu tercihine destek oldum. Bizim eczanede ve amcası Ali’nin Selay Eczanesi’nde hep mesleğe yakın olarak büyüdü bu sebeple başarılı olacağını düşünerek kendisini destekledim.

Sanayi eczacılığı da yapmış bir eczacı olarak sizi kendi eczanenizi açmaya iten kararı nasıl aldınız? Bunda neler etkili oldu?

Ş.E.: Haver ilaç daha çok satış odaklıydı, bu sebeple eczacılığımı kullanamayacağımı düşünüyordum fakat Bilim ilaç’a ömür boyu çalışabileceğimi düşünerek girmiştim. Zaman
zaman ayrılmakla hata mı yaptım acaba diye düşündüğüm dönemler oldu. Satış kadrosunu
eğitmek, yeni bir ürün dosyası hazırlamak, geliştirmek, sektöre yeni bir pazar araştırmak
ve medikal departmanda çalışmak benim için çok keyifli deneyimlerdi. İlaç sanayisinde çalışmak birçok değişkene hâkim olduğunuz dolayısıyla kişinin vizyonunu geliştirir ve global
bir bakış açısı kazandırır ki bence bu özellikler eczane yönetiminde ve sivil toplum örgütlerinde fazlasıyla önemlidir. Benim için o dönemin farklı bileşenleri vardı. Evlilik ve çocuk ile eczane eczacılığı daha uygun göründü ama tam tersi oldu. Eczane eczacılığının mesaisi her zaman çok daha uzun ve zorlu oldu diyebilirim fakat ilaç sanayide çalışarak edindiğim deneyim eczanemin bugünlere gelmesinde çok yararlı oldu.

Aynı soruyu Murat Bey size de sormak istiyorum. Sizin de sanayi geçmişiniz bulunmakta siz nasıl eczane eczacısı olmaya karar verdiniz?

M.E.: Meslek hayatındaki en önemli değerin deneyim olduğunu düşünüyorum. Bence
eğer bir konuda başarılı olmak istiyorsanız o konunun başından itibaren her alanına hâkim
olmak gerekir ki ben de kariyerimde bu şekilde ilerlemek istiyordum. Bu konuda şanslıydım da diyebilirim çünkü eczacı bir ailede yetiştiğim için mesleğin hem mutfağını deneyimleme
fırsatım oldu, hem de eczaneden bağımsız bir şekilde sektörün farklı alanlarında farklı işler
yapabilme şansı yakaladım. İlaç ihracatını hem kurumsal firmada hem de ihracat deposunda deneyimleme imkânım oldu, buralarda yeri geldi ruhsat başvuru dosyası kontrol ettim, yeri geldi konteyner yükledim, yeri geldi bol sıfırlı satışlarda yer aldım.

Bu deneyimlerin hepsi hem kişisel gelişimimde çok faydalı oldu hem de kariyerimi sektörü 360 derece tanıyarak ilerletebilmemi sağladı. Bunların hepsini bir yana koyuyorum, pandemi sürecinde Çapa’daki eczanede geçirdiğim süre boyunca bir insanın hayatına dokunabilmenin ve pozitif bir etki yaratmanın verdiği mutluluk bende kendi eczanemi açma isteği uyandırdı. Eczanede büyüdüğüm ve çoğu şeye küçüklüğümden beri aşinalığım da olduğu için benim için bu alana hızlıca yönelmek çok zor olmadı.

Murat Bey annenizin eczacı olmasının ve eczanesinin olmasının meslek hayatınıza ne gibi etkileri oldu? Bu durum size nasıl avantajlar sağladı?

M.E.: Annemin eczacı olmasının benim mesleğime en büyük artısı eczacılığı onunla çok yakından tanıyabilmiş olmamdır. Laboratuvarından, işletme yöntemlerine, depo işleyişinden, kadro yönetimi ve daha birçok şeyi Çapa’da izleyerek öğrenme şansım oldu. Dolayısı ile kendi eczanemi açtığımda sistemin dinamiklerinin nasıl çalıştığını yakından biliyordum, ki bu staj yaptığınız çoğu eczanede size öğretilmeyen bir durumdur. Bu sebeple kendi eczanemde kısa süre içerisinde doğru işleyen bir sistem kurabildiğimi düşünüyorum. Hep iletişim halindeyiz ve bu durum ikimizin eczanesi için de avantajlı oluyor. Bunlar dışında ilaç veya ticaret konusunda olası riskleri öngörebilmek için her zaman 35 yıllık bir eczacıya danışabiliyorum, bu da benim yorum yaparken doğru kararlar vermeme yardımcı oluyor.

Anne ve oğul eczacı olarak yıllardır bu mesleğin içindesiniz. Sizce eczacılığın mevcut durumu nedir? Ne gibi değişiklikler yapılmalı?

Ş.E.: Eczacılık özünde multi disipliner bir meslek olup, bir eczane yöneticisi kendini her zaman geliştirmek durumundadır. Eczanede satın alma, muhasebe, bilişim, finans, pazarlama ve satış teknikleri, iş hukuku ve insan kaynaklarına hâkim olup bunu insani ve etik değerler içinde mesleğe zarar verecek rekabeti engelleyecek bir sistem içinde yürütmelidir. Bu konuda meslek içi eğitimler zorunlu tutulabilir. Benim mesleğe başladığım sürede bizden çok özel üniversitelerin mezun verdiği dönemdi ve çok fazla rekabet vardı. Bugün de aynı, yine eczacılık fakültelerinin talepten fazla eczacı mezun etmeleri ve onlara istihdam yaratılamaması büyük bir problem olarak gözüküyor. Bu konuda eczacıların eczane
eczacılığı dışında ilaç sanayi, ARGE ve sektörün diğer alanlarında daha fazla yer alabilmesi
ve bunu benimseyebilmeleri için çalışmalar yapılmalıdır.

Global ölçekte yaşadığımız iklim değişikliği, ekosistem bozulması, pandemi gibi sorunların
üzerimize geldiği şu günlerde, eğitimdeki değişiklikler ve yapay zekanın kullanımı ile
evlerimize giren robotların eczanelerimize de girmesi ile bugün de yüksek maliyetli olan akıllı eczanelerin, internet satışlarının ve eve teslim sistemlerinin ileri versiyonlarına hazırlıklı olmak durumundayız.

Mesleğin geleceğini daha iyi bir şekilde yaratabilmek için daha çok birlikteliğe ve daha çok dayanışmaya ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum. TEB, eczacı odaları, kooperatifler, üniversiteler ve ticari depolar hep birlikte sektörün paydaşları olarak kendilerinin ve eczacının gelecekte de var olmasının yol haritasını çizmeleri gerekiyor. Eczacılığın geleceğini belirleyecek unsurlar olarak sağlık sistemindeki değişiklikler, sosyal sigortalar kurumu ile yapılan ilaç alım protokolleri, Sağlık Bakanlığının sağlık harcamaları bütçesinde yer verdiği ilacın yeri ile ilaç fiyat kararnamesini gösterebiliriz. Bu unsurlarda düzenleme ve geliştirmenin yapılması sektörün geleceğine faydalı olacağına inanıyorum.

Eczacıların toplumun sağlık bilincinin gelişmesi ve sağlıklı toplum oluşmasına katkı vermesi
ilgili kampanyaların ve projelerin daha fazla içinde olmaları gerekiyor.

Toplum sağlığı ve koruyucu hekimlikte reçetelenen ilaç dışı ürün gamının sadeleşmesi
ve yeniden Sağlık Bakanlığı bünyesinde ruhsatlanması da hastanın ve sağlık tüketicisinin güvenle ürüne ulaşmasını sağlayacaktır.

M.E.: Eczacılıkta daha sıkı bir dayanışmaya ihtiyacımız olduğu ve eczacılık fakültelerinin
fazlalığı konusunda ben de annem ile aynı fikirdeyim. Daha kaliteli meslek profesyonelleri
yetiştirilmesi için güçlerin birleştirilerek daha az fakültede daha nitelikli eczacıların yetiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışında ise şahsen eczacılıkta uzmanlaşmanın artık bir ihtiyaç olduğu görüşündeyim. Umuyorum bir gün tıp fakülteleri gibi eczacılık fakültelerinin de branşlara ve uzmanlıklara ayrılabilir. Bu konularda örnekler başladı fakat daha yoğun çalışmalar ile radikal adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde hem eczacının uzmanlığını daha profesyonelce yansıtacağını hem de hastanın en doğru yerden danışmanlık almasının mümkün olacağına inanıyorum.

Murat Bey 1 yılı aşkın süredir eczane eczacılığı yapıyorsunuz. Yeni eczane açmak isteyen meslektaşlarınıza ne gibi önerileriniz olur?

M.E.: Ben yeni eczane açacak arkadaşlara özellikle ticaret geçmişleri yoksa ilk başlarda
hesaplayabilecekleri riskler almalarını tavsiye ederim. Bölgelerini iyi analiz etmeleri ve ona
göre ticari hamleler yapmaları onlar için daha faydalı olacaktır. Bir eczane kolay açılmıyor
bunu biliyoruz, fakat onu sürdürebilmek, kendinize bir yer açıp orada kalıcı olmayı
sağlamak eczaneyi açmaktan daha çok daha önemli. Sabırlı kalabilmek çok önemli
diye düşünüyorum.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu