Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
GenelGüncelRöportajlar

BİZLER MESLEĞİMİZE YARINLARIMIZ İÇİN DÖRT ELLE SARILMALI VE SAHİP ÇIKMALIYIZ

Ecz. Necdet Zırhlıoğlu, Ecz. Neylan Zırhlıoğlu ve Uzman Ecz. İrem Türkoğlu dergimizin bu sayıda sorularını yanıtladı. Üç nesildir eczacı olan aile ile eczacılığın geçmişini ve günümüzü konuştuk. Ayrıca üç nesildir aile olarak eczacılık mesleğinin içinde olmanın hikayesini dinledik.

Neylan Hanım veya İrem Hanım eczacı olma kararını alırken aile fertlerinin birbirine bir etkisi oldu mu? Ayrıca kızınızın eczacı olmasında etkiniz oldu mu?

Ecz. Necdet Zırhlıoğlu: Neylan Eczacı olmayı çok istiyordu. Ancak hiç bir zaman olması yönünde etki yapmadım. Laboratuvarda çocukken gelip sivilce kremi hazırlamışlığı vardır. Üniversite sınavlarında eskiden ön kayıt vardı. Neylan 155. sırada idi. Okula girmesi oldukça zor görünüyordu. Ancak o yıl hatırladığıma göre yeni bir Tıp Fakültesi açıldı. Kayıtlar oraya kaydı. Okulun kapısında nöbet tutarak 10-15 gün sonra eczacılık fakültesine kayıt yaptırabildik. Torunum İrem önce hiç Eczacılık düşünmüyordu. Ancak benim ısrarım ile eczacı olmaya karar verdi. Şimdi Eczacı olduğu için çok mutlu ve mesleğini çok severek yapıyor. Ben ve Neylan her konuda destek olduk ve destek olmaya devam ediyoruz.

Ecz. Neylan Zırhlıoğlu: İrem’in eczacı olmasında ise hiçbir dahilim olmadı. Meslek seçimlerinde emin olduğum bir konu var ki insanın sevmediği bir işi yapması onu mutsuz edeceği gibi o işte başarılı olması da mümkün olmayacaktır. Hani bir söz vardır ya; “Sevdiğiniz işte çalıştığınızda bir gün bile çalışmış olmazsınız” İrem her ne kadar dedesinin telkinleri ile üniversiteye başlamış olsa da mesleğini çok severek yaptığını görmek beni inanılmaz mutlu etmekte… Ben ortanca nesil eczacı olarak babamın tecrübelerinden, kızımın ise gerek yenilikçi vizyonundan gerekse bizim jenerasyona göre teknolojiyi çok iyi kullanabilmesi, eksik kaldığım konularda beni tamamlayabilmesi sebebi ile kendimi çok şanslı hissediyorum.

Üç kuşaktır eczacılık yapan bir ailenin temsilcisiniz belli ki genlerinizde eczacılık var. Bunu avantajlı buluyor musunuz? Bu avantajı eczacılığın geleceği için ne şekilde kullanmayı hedefliyorsunuz?

Uzman Ecz. İrem Türkoğlu: Eczacı olduktan ve eczanede danışanlarımla vakit geçirmeye başladıktan sonra dediğiniz gibi genlerimde eczacılık olduğuna emin oldum. Gerçekten gelen hastalarla, tüketicilerle iletişim kurmak, onlara fayda sağlayabilmek bana mesleğimden yana en büyük tatmini yaşatan duygu. Ailemde bu kadar çok ve tecrübeli eczacı olması da şüphesiz ki büyük bir avantaj benim için. Bizler Eczacılık Fakültelerinden eczane yönetimi ile ilgili bilgilerimiz çok kısıtlı bir şekilde mezun oluyoruz. Eczanenin aynı zamanda bir işletme olduğuna dair yeterli bilgimiz olmuyor, ben de ailemden gelen en büyük avantajı burada yakaladım. Eczane eczacılığında yeni mezun olduğunuzda hem muhasebesel olarak hem de başka alanlarda özellikle eczane yönetimi gibi hiç hesaplamadığınız birçok detay çıkıyor karşınıza. Her tereddütte kaldığımda veya başım sıkıştığında dedemden ve annemden destek alabileceğimi bilmek bana büyük bir güven ve rahatlık sağlıyor. Eczacılığa aşık bir eczacı olarak Mesleğimizin geleceği ile ilgili herhangi bir aktif görevim yok şu an için ama kesinlikle çok eski zamanlarda belirlenmiş ve günümüzde uygulanmaya devam edilen bazı kuralların bizi kısıtladığını, insanlara doğru bilgi ve ürünü ulaştırma konusunda geride bıraktığını düşünüyorum. Pandemide tüketicilerin hem Doktorlara hem Eczacılara ulaşması zorlaştığında ben de @3.nesileczaci ismiyle sosyal medya hesabımdan bilgilendirici içerikler hazırlamaya ve danışanların sorularını cevaplamaya başladım. İnternette eksik ve yanlış o kadar bilgi var ki insanların sormak, bilgi almak istediği ne kadar çok konu olduğuna ve aynı eczanelerimizde olduğu gibi herhangi bir karşılık beklemeden danışmanlık yapınca ne kadar çok teşekkür ve hatta dua aldığıma inanamazsınız. Dolayısıyla ileride mesleğimiz ve dijitalleşme konusunda, günümüzde sürdürülebilirliği olmayan kurallara takılmadan, danışanlara her alanda ulaşabilmek ile ilgili yenilikçi çalışmalarda görev almak isterim.

Ecz. Necdet Zırhlıoğlu: Her ne kadar 3 Nesil Eczacı olarak bizi tanıyorsanız da esasında 4 Nesil eczacıyız. Eczacı olmamda ki en büyük nedenlerden biri amcamın eczacı olması idi. Okulumu bitireceğim yıl amcam sağlık sebeplerinden dolayı İstanbul’a taşınmaya karar verdi. Beşiktaş çarşı içinde Sağlık Eczanesini açtı. Ben ise Elazığ Sağlık Eczanesi’ni amcamdan devir alıp 2020 yılına kadar mesleğimi orada devam ettirdim.

Bu yıl 20-21-22 Ekim tarihlerinde Geleceğin “E” Hali buluşması tekrar gerçekleştirilecek. Bu büyük buluşmada eczacıları bu yıl neler bekliyor?

Ecz. Neylan Zırhlıoğlu: Bu yıl 20-21-22 Ekim 2022 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezinde gerçekleştireceğimiz Geleceğin E Hali en büyük eczacılık buluşması için çalışmalarımız son hızla devam etmektedir. Sağlıkta daha iyi bir gelecek için geçmişimizi teknolojinin sağladığı imkanlarla geleceğe taşımak için tüm gücümüzle sağlık sektörümüzün tüm birimleri ile kol kola çalışmaktayız. Bu büyük buluşmada eczacıları “Gelecek” bekliyor. En güncel bilgilerinin olduğu eğitimlerin yanı sıra kendimizi geleceğe nasıl hazırlayacağımızı METAVERSE gerçeğini özümseyeceğimiz projelerimiz ve sürprizlerimiz olacak. Bugün derneğimiz sektöre yön veren gerek eğitimleri gerekse kongreleri ile eczacılarımızı yarınlara hazırlayan bir STK konumunda bunun bilincinde ve sorumluluğundayız.

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği’nde uzun yıllar görev aldınız. Dernek çalışmalarından ve projelerinden kısaca bahseder misiniz?

Ecz.Neylan Zırhlıoğlu: Her zaman mesleki çalışmalara çok önem verdim. İstanbul Eczacı
Odası’nın çeşitli kurullarında görev yaptım. Bundan 20 yıl önce de Pharmetic Girişimci
Eczacılar Derneğini 35 arkadaşımız ile birlikte çok zor şartlarda kurduk. Bugünlere gelmesinde gerçekten çok emeğim var. Şöyle bir düşündüğümde çalışmadığım hiç bir komisyon olmadı. Derneğimizi kurduğumuz yıl Yönetim Kurulu üyesi idim. Daha sonra dört yıl süre ile Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptım. Başkanlığım Döneminde çıkarmaya başladığımız Pharmetic Sağlık Dergisi hala sağlık sektörünün en büyük yayını olmaya devam etmektedir. Yine dönemimde başlattığımız eczacılık fakültelerindeki PGED Kariyer Günleri ile pek çok geleceğin eczacısına ışık tuttuğumuzu biliyorum. Başkanlığım dönemimde hayata geçirdiğimiz Geleceğin E Hali en büyük eczacılık buluşması bugün dahi en büyük katılımın gerçekleştiği eczacıların ve sektörün tercih ettiği bir buluşma noktasıdır.

OTC ürünleri eczaneler için önemli bir alan konumunda. Pandemi ile bu
durum perçinlenmiş oldu. Sizin bu konuda düşünceleriniz nelerdir? OTC ürünleri özelinde meslektaşlarınıza ne gibi önerileriniz olur?

Uzman Ecz. İrem Türkoğlu: Bundan yaklaşık 20 yıl önce nasıl ki dermokozmetik ürünler eczaneler için çok önemli ve büyümeye açık bir konumdaydı, günümüzde de OTC ürünler
her gün daha fazla büyüme gösteren bir kategori. Dediğiniz gibi pandemi döneminde insanların da bu alana olan ilgisi ve içeriklerle ilgili bilgisi kat kat arttı. Ben her zaman koruyucu sağlığın çok önemli olduğunu düşünüyordum. Bir şeyi bozulduktan sonra tamir etmek oldukça zorken, bozulmasını önlemek hem daha kolay hem daha az maliyetli hem de
duygusal olarak yıpratıcı olmadığı gibi kendimize iyi baktığımızın, değer verdiğimizin bir göstergesi. Bu nedenle besin takviyelerinin kullanımı yaşam kalitemiz için çok önemli ve bu önemin giderek daha da artacağını düşünüyorum. Besin takviyelerinin hem önleyici hem tedaviyi destekleyici etkilerini görmek beni de çok heyecanlandırıyor ve bu konuda danışmanlık yapmaktan büyük bir keyif alıyorum. Her yeni gün, yeni içeriklerle ilgili araştırmalar yapılıyor, mesela bundan 10 yıl önce probiyotikler bu kadar önemli değilken ya da D vitamini yalnızca kemik sağlığı için önemli sayılan bir vitamin olarak kabul edilirken günümüzde ikisinin de kullanım alanları ve sıklığı çok genişlemiş durumda. Bu gibi gelişmeleri bizler takip etmeli, bilgilerimizi yenilemeli, danışanlarımıza her zaman en güncel ve en doğru bilgiyi biz eczacılar vermeliyiz.

Ecz.Neylan Zırhlıoğlu: Pandemi sürecinde Eczanelerimiz ciddi bir değişim yaşadı. Besin destekleri çoğu eczanede ilacın önüne geçti. Pek çok meslektaşım OTC konusunda kendisini ve ekibini daha çok eğitmesi gerektiğini anladı. Ancak başka bir tehlike ise bu ürünlerin pandemi ile birlikte eczane dışına hızla çıkmaya başlaması ve meslek örgütlerimizin bu konudaki gayretlerinin çare olamadığını görüyoruz.

Ülkemizde eczacılığın yaşadığı başlıca sorunlar nelerdir? Bu sorunların çözümü için ne gibi adımlar atılmalı?

Ecz. Neylan Zırhlıoğlu: Mesleğimiz maalesef son dönemlerde çok fazla tehdit altında… Bir taraftan gereksiz yere hızla açılan, öğretim kadrosu bile oluşturulamayan yeni Eczacılık Fakülteleri, bir yandan internet satışları, bir yandan sürekli düşen eczacı karlılıkları ve sürekli artan eczane işletme giderleri arasında sıkışıp kalmış durumdayız. Öncelikle ihtiyaç fazlası Üniversitelerin kapatılması ve yenilerinin açılmaması konusunda çalışma yapılmalı. Etik değerler ve eczane işletme derslerine üniversitelerde daha çok önem verilmelidir. Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra ne yazık ki bazı meslektaşlarımız yaptıkları indirimlerle hasta edinme ve günü kurtarma derdindeler. Halbuki eczacı ancak bilgisiyle danışman kimliği ile hastasına, tüketicisine verdiği hizmet ile eczanesinde fark yaratabilir.

Necdet Bey uzun yıllardır eczacılık mesleğinin içindesiniz yıllar içinde ne gibi değişiklikler oldu?  Geçen bu yıllar içinde sizin imzam diyebileceğiniz çalışmalar nelerdir?

Dönemimdeki eczacılık ile şimdiki eczacılık arasında inanılmaz fark var. 1950’li yıllarda
ilaca ulaşmamızın çok zor olduğu yıllarda eczane laboratuvarlarında majistral ilaç hazırlamak en büyük silahımızdı. Kortizonlu göz damlalarının olmadığı dönemde deltacortil
tabletten göz damlası hazırladığımı bilirim. Doktorlar mutlaka majistral ilaç yazar, eczanelerde eczacı ve 2-3 kalfa sürekli labda ilaç hazırlardık. Ayrıca eczacılık eskiden çok
saygın bir meslek idi. Eczanemi ilk açtığım yıllarda ayakkabılarını eczane dışında çıkarıp
içeriye giren çok insana şahit olmuşumdur. Etik değerlere daha fazla önem verilirdi. Sürsajın çıkmasıyla birlikte ilaçlara zam geldiğinde çok stoklu çalışmama rağmen elimdeki ilaç bitene kadar benim ahlaki değerlerime ters geldiği için ilacı zamlı fiyattan satmadım. Haver İlaç’ın sahibi doğudaki eczaneleri ziyaret sebebi ile eczaneme geldi. O dönem arabamı satmaya karar vermiştim. Arabamın karşılığında bir kamyon dolusu Haver ampulleri ile takas yaptık. O dönem ilaçlarda miyad yok idi. Uzun bir süre o ilaçları sattım. Bir dönem Türkiye’de naftalin çok satılıyordu. Bunu fark edince Karabük’ten 10 ton naftalin getirip depo tutup oradan tüm eczanelere torba torba naftalin temin etmelerini sağladım. Sonra kızıma eczane açtığım zaman İstanbul’daki eczanelerin stoklarına alışmam çok zaman aldı. Eczanesinde her ilaçtan ikişer üçer tane vardı. Elazığ’da pek çok ilki gerçekleştirdim. Doğuda ilk Ecza Deposu olan Baraj Ecza Deposu’nu açtım. Elazığ’a
eczanede optiği ben başlattım. Elazığ’a ilk zirai ilaçları getirdim. Dermokozmetiği Elazığ’a
yine ilk kez ben getirdim. Elazığ VICHY.LRP ile Sağlık Eczanesi’nde tanıştı. 23. Eczacı Odası
olan Elazığ Eczacı Odası’nı dört arkadaşım ile birlikte kurduk. Eczaneme ait formüllerimle
iyileşen, hatta bir dönem Almanya’ya ve Irak’a gönderdiğim sivilce kremi, nasır kremi
saç dökülmesine karşı ilaç ve el losyonu ile eczanemiz bölgede tanınan bilinen bir eczane
oldu.

Son olarak meslektaşlarınıza neler söylemek istersiniz?

Ecz. Necdet Zırhlıoğlu: Yeni hayata başlayan meslektaşlarıma nasihatim dürüst çalışın, güven verin. Asla hastanın cemiyetteki durumuna göre muamele etmeyin. Beraber çalıştığınız insanlar içinde içki içen, yalan söyleyen, mesleği sevmeyerek yapan çalışanınız varsa asla çalışmayın. Son olarak meşhur bir söz vardır “Gülmesini bilmeyen dükkan açmasın” denir. Güler yüzlü olun. Dert dinlemeyi bilin. Ecz. Neylan Zırhlıoğlu: Bir gerçek var ki eskiden eczacılık bu kadar zor değildi. Şu anda mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımızın işi gerçekten çok zor. Eczacılık çok değerli… Bizler yarınlarımız için mesleğimize dört elle sarılmalı ve sahip çıkmalıyız. Unutmayalım ki biz sahip çıkmazsak başkaları sahip çıkacaktır.

Ecz. Necdet Zırhlıoğlu Kimdir?

31 Ekim 1931 Elazığ doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 1956 mezunuyum. Dönemimde ilk ve tek Eczacılık Fakültesi olan okuluma başladığım yıllarda,
okulumuz İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Yüksek Okul idi. Mezununiyetimden kısa bir süre önce fakülte oldu. Ayrıca Elazığ’ın ilk diplomalı optisyeni olarak yıllarca hizmet verdim. Bugün Elazığ’daki optik mağazalarının pek çoğu eczanemde yetişmiş meslek sahibi olmuş
gençlerdir.

Ecz. Neylan Zırhlıoğlu Kimdir?

FMV Işık Lisesi Mezunuyum. Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdim.
Kendimi bildim bileli tek hayalim Eczacı olmaktı. Babamın da anlattığı gibi zor olsa da
Üniversite kapısında günlerce bekledikten sonra Üniversiteye girebildim. Okulu bitirdikten
sonra optisyenlik kursuna ve LCC estetisyenlik kursuna devam edip sertifikalarımı aldım.
İlk eczanemi Kadıköy’de babamın büyük desteği ile açtım. Arkanızda böyle bir destek
olduğunda maça bir sıfır galip başlıyorsunuz. Babamın Sektördeki bilinirliliği ve tecrübesi
benim çok hızlı ilerlememi sağladı.

Uzman Ecz. İrem Türkoğlu kimdir?

Öncelikle kısaca kendimi tanıtmak isterim. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi
Koç Özel İlköğretim Okulu ve Lisesinde tamamladıktan sonra Yeditepe Üniversitesi
Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. Klinik Eczacılık Yüksek Lisansımı da yine Yeditepe
Üniversitesi’nde yaptım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu